27 Nisan 2011 Çarşamba

:)) doğum günüm :))


10/ nisan. Bugün benim doğum günüm hediye olarak ne istiyorum diye düşünüyorum, aklıma sadece huzurlu ve sağlıklı bir yaşam geliyor, başka hiçbir şey değil.
 Huzur istiyorum diye başlayan cümlelerin aslın da ne anlama geldiğini kim bilebilir. Sessizlik, mutluluk, iyi ve anlayışlı bir eş, aklı başında geleceği güven altına alınmış ve kıymeti bilinen çocuklar, sakin bir yaşam, arada sıra da eğlenceli birkaç gün, kitap yazmak, dünya turu, yarını düşünmeden yaşayabilecek kadar para.vb.( bunların hepsi birden olsa hangi salak yok der ki?)
 Bu gün doğum günüm, bir yaş daha aldığım için ömür pazarından.  Mutlumuyum? Buna yorum yapamıyorum, sabah mahmurluğu içindeyim henüz ayıkmamışım, bir sigara yakıp diğer günlerden farksız mutfakta kahvaltı masasını hazırlıyorum.
Dalgın bir vaziyette içimde ki benle koyu bir sohbet içerisindeyim, kulaklarım tıkalı dışarıdan gelen seslere. O anda kapı çalıyor, kapıyı açmamla çok güzel bir çiçekle burun buruna geliyorum. arkadaşım ve eşi yürüyüş dönüşü karşımdalar, doğum günümü kahvaltıdan önce kutlamak istemişler. O kadar güzel bir duyguydu ki anılmak, hem de sabahın köründe. Beyhana sıkı sıkı sarılıp teşekkür ediyorum, içeri girmiyorlar, onları yolcu edip çiçeğimi masanın üzerine yerleştirip seyrediyorum, sanki ilk defa çiçek görüyormuşum gibi!
 Kahvaltı masasın da çiçeğim, ben ve eşim karşılıklı oturup ( tabi eşimden hediye alamadım, her zamanki gibi! sadece doğum günün kutlu olsun sevgilim dedi! Eh buda yeter dedim.) kahvaltımızı az sohbetli, bol yemekli,  her zaman ki usulüne uygun yapıyoruz.
Ardından kapı tekrar çalıyor alacaklı gelmiş ya da yangın var gibi!  açıyorum gülen iki surat karşım da canım Serapcığım, elin de paket yanında kızı, hem onların hem de bizim evin prensesi olduğunu idda eden, ilkokul ikinci sınıf öğrencisi Sinem le, hediyesini veriyor. Senenin bana verilen en şirin hediyesi! Bulutların ve günesin ayak altında olduğu, yaşpastanın ve kendisinin elinde paketlerle bulutların üzerin de bulunduğu kenarı düzeltilmemiş, haşırt diye yırtılmış alalade bir defter sayfası,J harika bir resim, üzerinde iyi ki doğdun meral teyze yazısı! Tabi ki bunun üzerine öpücükler, ardından da sarılıp bir güzel hırpalamaya maruz kalıyor sırıtarak. Resim buzdolabının üzerindeki yerini alıyor, bir dahaki gelecek resme kadar. Oturup gelen hediyemi açıyorum çok beğenip teşekkür ediyorum, ardından hoş sohbet eşliğin de kahve keyfimizi yapıyoruz.
Gün boyu mesajların, telefonların ardı arkası kesilmiyor, sevilip, aranılan insanlardan olmak çok güzel bir his.
Çocuklarımın ikisi de Ankara da oturuyor, telefon açıp içlerinde ki saf ve tertemiz duygularla çığlık çığlığa ikisi birden bağırıyorlar.  Kulaklarımı sağır edercesine, resmen haykırıyorlar anniş iyiki doğdun, iyiki bizim annemizsin, uzun ömürlü ve her sıkıntımız da yanımız da ol!  Benim için doğum günümde ki en güzel hediye onların sağlıklı ve mutlu gelen ses tonları.
 Bu güne huzurla başladım,  diğer günlerimi de kafamda ki yağmur bulutlarını dağıtan rüzgâr hiç kesilmeden, inşallah huzur ve sağlıkla geçiririm!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder