Hızır ve İlyas
İki gün sonra hıdrellez, hava güzel olursa bahçeye gidip kutlayacağız,
gül ağacının altına dileklerimizi yazıp gömeceğiz ya da gül dalına asacağız
sonra dileklerimiz olsun diye salak salak bir sene bekleyeceğiz. İsteyenin bir
yüzü vermeyen Arap diyeceğiz. Ben
şimdiden başladım ne istesem diye düşünmeye! Her sene ben istemekten usandım,
Hızıraleyselam vermemekten usanmadı!
Bahçeme ev; kaç senedir istiyorum o
benim çadırımı da yıkıyor! Kendime bir arazi aracı( bahçeye gidip gelmek için)
o benim elimdeki arabayı da sattırıyor. Allah, Allah. Yok, artık terslerini
isteyeceğim. Araba istemem ben sağlıklı olup yürümek istiyorum! Ve bahçemdeki
çadırın yarısını değil hepsini yık, ben şemsiye ile idare ederim! Desem bu
sefer de yazık şu kulun dediğini bir kez yapayım ya falan derse yandık valla!
Neyse, çok bin yıllar önce bir gün
Hızır ve recep: Ya biz hep ayrı ayrı geziyoruz bir şey de beceremiyoruz, birlikten
kuvvet doğar deyip, sene de bir 6 Mayıs da buluşalım beraber gezelim demişler.
Noel babadan yıllar yıllar önce, onun bir gece de bacalardan girerek pis kokulu
çoraplara ya da katledilmiş ölü çamlara yaptığı işi değil; Bunlar bir gece de
mis gibi kokan gül ağaçlarının dallarına asılı dilekleri okuyup not eder, o
sene boyunca yapmaya çalışırlarmış. Güçlerinin yettiğini ve işlerine gelen kişilere
hediyelerini dağıtırlarmış. (bir nevi torpil orada da var yani)
Bir sene, on sene, yüz sene, onbin
sene hep aynı terane devam etmiş, ama ne Musa ya ne İsa ya yaranamazlarmış aynı
bana yaranamadıkları gibi. Artık bıkmışlar yeter ya ne bu böyle kimseyi memnun
edemiyoruz, biz bu sene kendimizi boşa yormayalım demişler, o sene ücretsiz
izin almış ve tatile çıkmış, güneye doğru açılmışlar, oh hava güzel, deniz
dalgalı, istek yok, ordan oraya gezmek yok, dertlenen yok, valla kebap!
Fakat alışkanlıklardan öyle çabucak
vaz geçilmez, boş oturmaktan çok sıkılmışlar, konuşulanlara kulak kabartıp acaba
bir isteği yerine getirelim mi, ben çok boşlukta kaldım demiş Hızır. İlyas da
ben de ya tamam hadi o zaman demiş, âmâ sadece bir kişinin dileğini yapalım çünkü
tatildeyiz diye karar kılmışlar. Zorda olan var mı diye de etrafa bakmaya, yani
ufak ufak kaşınmaya başlamışlar. Sonra kimin dileğini yerine getireceklerini
bulmuşlar.
Tek başına oturan çok üzgün bir
kızcağız görmüşler, görünmezlik hırkalarını sırtlarından çıkarıp günümüz
insanları kılığına bürünmüşler.( tabi bunların bayağı bir güçleri var istekleri
hemen emir oluyor, Alaattin in cini gibi de değil sırf üç hak, uufff bir sürü hak,
hak getire!)
Noel baba geyiklerin çektiği
kızakla gezer bilirsiniz, ama bizimkilerin neyle gezdiği meçhul Türk halkımız,
hep nemelazımcı olduğu için hiç sorgulamamış! Ama bence bizimkiler
ışınlanıyorlar daha bilim kurgu çünkü. Neyse kızcağızın yanına gitmiş bu iki
adam,( ha! Bunlar hiç yaşlanmadıkları
için aynı vampirler de olduğu gibi, Biredim pitim emsali bayağı bir yakışıklılar,
öyle hayal ettiğiniz gibi aksakallı, yaşlı falan değiller) neyse oturmuşlar
yanına başlamışlar hasbihal etmeye.
Güzel
kız neden üzgünsün, sana yardımcı olabilir miyiz?
Ah
ah deyip ağlamaya başlamış kızcağız!
Bize
güvene bilirsiniz derdiniz nedir biz Hızır ve İlyas aleyselamlarız demişler,
Kız
ama siz hem çok yakışıklı, hem de çok gençsiniz diye inanmamış.
Allah
tarafından ellerine verilmiş olan özel kimliklerini gösterince! Sanki her gün öyle bir kimlik görüyormuş gibi!
Kız hemen inanmış!
Kızcağız
biraz sıkılmış ama sonra başlamış anlatmaya: Üniversite sınavına girdim ama
şifre var diye ortalığa bir laf attılar; ben sınav için salondayken siz o zaman neredeydiniz, benim sınavı kazanmama yardım edermisiniz? Eğer kazanamazsam hayatım kararacak, benim tüm geleceğim buna bağlı. Hayda aldılar mı belayı başlarına ne etsinler? Sormaz olaydık bu devlet
olayı bize politika yasak demişler.
ozaman sizinle benim hiç bir işim olamaz, siz şimdi defolun gidin yanımdan demiş, Hızır ile İlyas tırsıp , topuklamışlar ve hemen kaçmışlar kızın yanından!
Çünkü, ÖSYM nin başında Yobaz, Gözleri dönmüş bir avam hatibi Ali Demir diye' bir başkanın olduğu biliyorlarmış…
Nedir bu başımıza gelenler ya hızır! bu dünyanın kazığı kopmuş resmen, insanları bu kadar üzen yöneticiler ne ara gelmiş başlarına, bizim bunlardan neden hiç haberimiz olmamış.
Haklısın ilyas biz bulaşmayalım gel tatilimize bakalım. Değip düşmüşler gene düşlerinde gördükleri o temiz ve saf halkları bulmak için yollara.
ozaman sizinle benim hiç bir işim olamaz, siz şimdi defolun gidin yanımdan demiş, Hızır ile İlyas tırsıp , topuklamışlar ve hemen kaçmışlar kızın yanından!
Çünkü, ÖSYM nin başında Yobaz, Gözleri dönmüş bir avam hatibi Ali Demir diye' bir başkanın olduğu biliyorlarmış…
Nedir bu başımıza gelenler ya hızır! bu dünyanın kazığı kopmuş resmen, insanları bu kadar üzen yöneticiler ne ara gelmiş başlarına, bizim bunlardan neden hiç haberimiz olmamış.
Haklısın ilyas biz bulaşmayalım gel tatilimize bakalım. Değip düşmüşler gene düşlerinde gördükleri o temiz ve saf halkları bulmak için yollara.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder